Kategori: ELEKTRİK TEKNİK MAKALELER (Page 1 of 8)

ELEKTRİK KAYNAKLI ORMAN YANGINLARI

Elektrik Kaynaklı Orman Yangınları

Bir ormanda küçücük bir kıvılcım, kuru dal parçaları ve reçine yüklü çam iğneleriyle birleştiğinde, çok kısa sürede geniş çaplı bir yangına dönüşebilir. Bu kıvılcım bazen doğrudan insan kaynaklı olmayabilir. Gözden kaçırılan bir enerji hattı bağlantısı ya da standart dışı bir elektrik tesisatı da ciddi yangınlara yol açabilir. Peki, elektrik kaynaklı orman yangınları ile ilgili elektrik sistemleri orman yangınları açısından neden bu kadar kritik bir tehlike barındırıyor? Hangi elektriksel durumlar risk teşkil ediyor ve bu riskler nasıl azaltılabilir?

Elektrik Sistemleri Yangına Nasıl Zemin Hazırlar?

Elektrik enerjisi kontrollü kullanıldığında güvenlidir. Ancak aşırı yüklenme, gevşemiş bağlantılar, yıpranmış yalıtımlar ve ihmal edilmiş altyapı, elektrik arkı gibi yüksek sıcaklıklı kıvılcımların oluşmasına neden olabilir. Özellikle açık arazilerde ve orman içi geçişlerde bu durum ciddi bir yangın tehdidine dönüşebilir.

Elektrik enerjisi kontrollü kullanıldığında güvenlidir. Ancak aşırı yüklenme, gevşemiş bağlantılar, yıpranmış yalıtımlar ve ihmal edilmiş altyapı, elektrik arkı gibi yüksek sıcaklıklı kıvılcımların oluşmasına neden olabilir.

Enerji Nakil Hatları (ENH)

Pek çok yörede, yüksek gerilim hatları ormanların içerisinden veya hemen kıyısından geçmek durumundadır. Bu hatlardaki bağlantı noktalarının gevşemesi ya da hatlara temas eden ağaç dalları, kıvılcım oluşmasına neden olabilir. Rüzgârlı havalarda sallanan dallar ile iletkenlerin teması sonucu ortaya çıkan elektrik arkı, kuru zeminle temas ettiğinde yangını tetikleyebilir.

Açık Araziye Kurulan Trafolar ve Dağıtım Panoları

Trafo merkezleri ya da açıkta konumlandırılmış elektrik panoları, orman kenarlarında veya kırsal bölgelerde sıkça görülür. Bu tür sistemlerde çevrede kuru ot ve yanıcı maddelerin birikmesi, aşırı yükten dolayı trafonun ısınması, patlama ya da yağ sızıntısı gibi arızalar yangına doğrudan zemin hazırlayabilir.

Standart Dışı Geçici Elektrik Tesisatları

Özellikle kamp alanlarında, tarım bölgelerinde veya yazlık bölgelerde kullanılan geçici elektrik sistemleri çoğu zaman güvenlik standartlarına uymaz. İzolesi bozulmuş kablolar, kaçak akım koruması olmayan hatlar ve gevşek bağlantılar, dış ortam koşullarında hızla tehlikeye dönüşebilir. Güneş altında çatlamış bir kablonun, kuru çalıların arasında kıvılcım oluşturması için ekstra bir etkiye gerek yoktur.

Enerji nakil hatlarındaki bağlantı noktalarının gevşemesi ya da hatlara temas eden ağaç dalları, kıvılcım oluşmasına neden olabilir.

Elektrik Kaynaklı Yangınların Önüne Geçmek Mümkün mü?

Aslında bu tür yangınlar büyük oranda önlenebilir riskler kategorisine girer. Çünkü bu olaylar çoğu zaman “aniden” değil, “ihmallerin birikimiyle” gerçekleşir.

İletim Hattı ve Ekipman Bakımı

Enerji nakil hatlarının geçtiği ormanlık bölgelerde, hat altı temizlik ve ağaç budama periyodik olarak yapılmalı. Termal kameralarla yapılan kontrollerle, gevşek bağlantı veya lokal ısınma gibi potansiyel riskler tespit edilebilir. İletken temas noktalarında meydana gelen mikrokıvılcımlar, daha büyük arızaların habercisidir.

Ark Algılama ve Otomatik Enerji Kesme Sistemleri

Yeni nesil elektrik şebekelerinde kullanılan ark algılama cihazları, olağandışı kıvılcım oluşumunu tespit ederek sistemi anında kesebilir. Bu sistem sayesinde, yangın daha başlamadan elektrik kaynağı izole edilmiş olur. Gelişmiş haberleşme protokolleri (örneğin IEC 61850) ile çalışan bu sistemler, SCADA üzerinden anlık olarak izlenebilir.

Trafo ve Pano Koruma Önlemleri

Trafo sahaları etrafındaki zemin kuru bitkilerden arındırılmalı. Pano içine yerleştirilen sıcaklık sensörleri, aşırı ısınmayı erkenden haber verebilir. Yangına dayanıklı malzeme kullanımı, koruyucu barınaklar ve gölgelendirme gibi fiziksel önlemler alınmalı.

Geçici Tesisatlar için Denetim Zorunluluğu

Tesisatlar, elektrik mühendisliği yetkisi bulunan kişiler tarafından kontrol edilmeli. Kullanılan tüm kablo ve ekipmanlar, dış ortam koşullarına uygun IP koruma sınıfına sahip olmalı. Koruma elemanları (kaçak akım rölesi, minyatür kesici vb.) devreye entegre edilmeden sistem kullanılmamalı.

Yeni nesil elektrik şebekelerinde kullanılan ark algılama cihazları, olağandışı kıvılcım oluşumunu tespit ederek sistemi anında kesebilir.

Toplum Bilinci + Doğru Mühendislik + Dikkat = Yangınsız Doğa

Kamp yapan biri, kablosunu kuru otların üzerine sererse; bir işletme, trafosunun etrafında çöp biriktirirse; ya da bir belediye, iletim hattı altında düzenli temizlik yapmazsa, yangının sebebi sadece “elektrik” değil, aynı zamanda “ihmal” olur. Toplumsal bilinç, yalnızca görsel duyurularla değil, davranışlarımızı dönüştürmekle başlar.

Elektrik enerjisi yaşamın vazgeçilmezidir. Ama güvenli kurulmamış sistemler, bakımı ihmal edilmiş hatlar veya kalitesiz ekipmanlar, doğayı tehdit eder hale gelir. Bir ormanın kaderi bazen milisaniyelik bir kıvılcıma bağlıdır. Ama o kıvılcımın çıkmaması, alınacak doğru önlemlerle mümkün. Orman yangınlarını önlemek için sadece söndürme sistemlerine değil, elektrik altyapısında güvenlik kültürüne yatırım yapılmalı. Bu, hem mühendislik hem etik hem de ekolojik bir sorumluluktur.

STATİK ELEKTRİK NEDİR?

Statik Elektrik Nedir?

Elektrik dendiğinde çoğumuzun aklına prizler, kablolar ya da cihazlarımızı çalıştıran enerji gelir. Ancak bu enerjinin bir de görünmeyen, beklenmedik anlarda karşımıza çıkan bir hâli vardır. Bu haline statik elektrik denir. Aslında çocukken balonu saça sürüp saç tellerini havalandırdığımızda ya da kışın metal bir kapıya dokununca elimizdeki kıvılcımla irkildiğimizde bununla karşılaşmış oluruz. Yani statik elektrik, günlük hayatımızda istemeden de olsa sıkça yaşadığımız bir olaydır. Peki statik enerji tam olarak nedir, nasıl oluşur ve neden zaman zaman zararlı olabilir?

Statik Elektrik Nasıl Oluşur?

Statik elektrik, maddenin yüzeyinde biriken elektrik yüklerinin dengede olmaması sonucu ortaya çıkar. Temel olarak pozitif ve negatif yüklerin bir yüzeyde eşit olmaması durumudur.

Her maddenin atomları vardır ve bu atomlar proton, nötron ve elektronlardan oluşur. Normal şartlarda bir maddenin proton ve elektron sayısı eşittir; dolayısıyla elektriksel olarak nötrdür. Ancak iki farklı malzeme temas edip sonra ayrıldığında, birinden diğerine elektron geçişi olabilir. Bu durum yüzeylerden birinin elektron kazanıp negatif, diğerinin elektron kaybedip pozitif yüklenmesine neden olur. Bu yolla oluşan elektriksel yüklenme, statik elektrik dediğimiz olgudur.

Bu etki özellikle yalıtkan yüzeylerde daha sık görünür çünkü iletkenlerdeki serbest elektronlar kolayca hareket edip yükü dengeleyebilirken, yalıtkanlarda bu yük uzun süre yüzeyde kalabilir. Bu nedenle plastik, cam, kauçuk gibi malzemeler statik elektrik birikimine daha yatkındır.

Statik elektrik, maddenin yüzeyinde biriken elektrik yüklerinin dengede olmaması sonucu ortaya çıkar.

Statik Elektrik Zararları Nelerdir?

Statik elektrik çoğu zaman küçük bir çarpma hissiyle geçiştirilse de, bazı ortamlarda çok daha ciddi sonuçlara neden olabilir. Bu riskler özellikle sanayi, elektronik ve yanıcı madde içeren ortamlarda önem kazanır. Zararlarını şu şekilde inceleyebiliriz:

Elektronik Devrelerde Bozulma

Mikroçipler ve hassas elektronik bileşenler, düşük gerilimde çalışır. Statik boşalma, bu devrelere milisaniyeler içinde binlerce voltluk enerji aktarabilir. Bu da kalıcı arızalara, veri kaybına ya da donanımın tamamen işlevsiz hale gelmesine yol açabilir.

Yanıcı Ortamlarda Patlama Riski

Toz, gaz veya buhar gibi yanıcı ortamlar, statik elektrik nedeniyle oluşan kıvılcımla tutuşabilir. Özellikle akaryakıt istasyonları, boya atölyeleri, un fabrikaları gibi yerlerde bu risk göz ardı edilemez. Bu yüzden bu tür yerlerde antistatik kıyafetler ve topraklama sistemleri kullanılır.

İnsan Sağlığına Etkisi

Düşük gerilimdeki statik çarpmalar doğrudan zararlı değildir. Ancak ani irkilmeler refleksif olarak düşmeye, çarpmaya ya da makinelerde kontrol kaybına neden olabilir. Bu da dolaylı olarak tehlike oluşturabilir.

Üretim Kalitesini Etkileme

Tekstil, plastik ve ambalaj sektörlerinde statik elektrik, ürünlerin birbirine yapışmasına, üretim hatlarının tıkanmasına ya da kir ve tozun malzemeye yapışmasına neden olabilir. Bu da kalite kontrol süreçlerinde ciddi sorunlara yol açar.

Statik elektrik çoğu zaman küçük bir çarpma hissiyle geçiştirilse de, bazı ortamlarda çok daha ciddi sonuçlara neden olabilir.

Günlük Hayatta Statik Elektrik Örnekleri

Statik elektrik, yalnızca laboratuvarlarda ya da fabrikalarda değil; her gün karşımıza çıkan bir olaydır. Hemen herkesin yaşadığı bazı örnekler şu şekildedir:

  • Kış aylarında sentetik kıyafetlerin birbirine yapışması
  • Yün kazağın üzerinden geçirilen tarakla saçların dikleşmesi
  • Araba koltuğundan inerken kapı koluna dokunduğunuzda hissedilen kıvılcım
  • Halıda yürüyüp metal bir objeye dokununca yaşanan çarpılma
  • Televizyon ekranlarının tozları çekmesi

Bu olayların ortak noktası, düşük nem oranı ve yalıtkan yüzeylerin sürtünmesidir. Havanın kuru olduğu ortamlarda statik elektrik birikimi çok daha kolay gerçekleşir. Bu nedenle kış aylarında statik çarpmalar daha sık görülür.

Statik Elektrikten Korunma Yolları

Statik elektriği tamamen ortadan kaldırmak her zaman mümkün olmasa da, birikmesini önlemek ve etkilerini azaltmak için çeşitli yöntemler uygulanabilir:

  • Statik yüklerin güvenli şekilde boşalabilmesi için iletken yüzeylerin topraklanması gerekir. Elektronik üretim tesislerinde zeminler, masalar hatta çalışanların bileği bile topraklama sistemine bağlı olabilir.
  • Antistatik spreyler, halılar, kıyafetler ve bileklikler, yük birikimini engeller. Özellikle yanıcı ortamlarda bu tür ekipmanların kullanılması zorunludur.
  • Havaya negatif ve pozitif iyonlar salarak yük birikimini dengeleyen cihazlardır. Plastik işleme makineleri, yazıcılar veya laboratuvar ortamlarında yaygın şekilde kullanılır.
  • Kuru hava statik elektrik için uygun bir ortamdır. Ortamın nem oranı artırıldığında yük birikimi zorlaşır. Bu yüzden nemlendiriciler özellikle kış aylarında etkili bir önlemdir.
  • Yalıtkan yerine yarı iletken veya iletken malzemeler tercih etmek, statik yüklerin birikmesini zorlaştırır. Özellikle paketleme ve montaj süreçlerinde bu faktör göz önünde bulundurulmalıdır.

GÜNEŞ ENERJİSİ SANTRALLERİNDE ALÇAK GERİLİM TRAFOLARININ ROLÜ VE TEKNİK ÖZELLİKLERİ

Güneş Enerjisi Santrallerinde Alçak Gerilim Trafolarının Rolü ve Teknik Özellikleri

Güneş enerjisi, sürdürülebilir yapısı ve çevresel avantajlarıyla küresel ölçekte enerji dönüşümünün temel kaynaklarından biri haline gelmiştir. Güneş enerjisi santralleri (GES), fotovoltaik paneller aracılığıyla üretilen enerjiyi şebekeye entegre ederek hem ekonomik hem de çevre dostu bir çözüm sunar. Ancak bu sistemlerin kararlı, güvenli ve verimli çalışabilmesi için kullanılan tüm elektriksel ekipmanların doğru seçilmesi hayati önem taşır. Bu ekipmanlardan biri olan alçak gerilim GES trafosu, enerji dönüşüm zincirinin kritik halkalarından biridir.

GES Trafoları Nedir? Ne Amaçla Kullanılır?

GES trafoları, invertör çıkışında elde edilen alternatif akımı (AC), şebekenin ihtiyaç duyduğu gerilim seviyesine yükselten özel tip transformatörlerdir. Özellikle 800V seviyesindeki alçak gerilim trafoları, invertör çıkış gerilimini genellikle 400V veya 690V gibi standart sistem gerilimlerine dönüştürerek orta gerilim hatlarına entegrasyonu sağlar.

Bazı sistemlerde GES trafosu aynı zamanda santral içi yardımcı yüklerin beslenmesi için iç ihtiyaç trafosu olarak da görev alabilir. Trafo giriş voltajı 600V, 800V ya da 1000V gibi değerlere ulaşabilirken; çıkış gerilimi sistem konfigürasyonuna göre 400V, 690V, 800V seviyelerine kadar çıkarılabilir.

GES trafoları, invertör çıkışında elde edilen alternatif akımı (AC), şebekenin ihtiyaç duyduğu gerilim seviyesine yükselten özel tip transformatörlerdir.

Alçak Gerilim GES Trafolarının Temel Fonksiyonları

Gerilim Seviyesi Uyarlaması: Fotovoltaik sistemlerden elde edilen elektrik, invertörle AC’ye çevrildikten sonra şebekeye uygun voltaj seviyelerine yükseltilmelidir. Bu dönüşüm, GES trafosu tarafından gerçekleştirilir.

Enerji İletim Verimliliği: Uygun kapasitede seçilmiş bir trafo, iletim hatlarındaki kayıpları minimuma indirerek PV sisteminin genel verimliliğine katkı sağlar.

Elektriksel Koruma ve Stabilite: Şebekede oluşabilecek ani gerilim değişimleri, kısa devreler veya yük dengesizliklerine karşı sistemin güvenliğini sağlar. Trafo, şebeke ile PV sistemi arasında bir koruma bariyeri gibi çalışır.

Uzun Ömür ve Dayanıklılık: Kaliteli izolasyon, uygun soğutma çözümleri ve düzenli bakım ile GES trafoları onlarca yıl boyunca kesintisiz hizmet verebilir. Özellikle IP korumalı yapılar, dış ortam koşullarına karşı ekstra dayanıklılık sunar.

Kabinli Tip GES Trafoları: Dış Ortam Koşullarına Uyum

GES uygulamalarında yaygın olarak tercih edilen kabinli tip trafolar, dış etkenlere karşı dayanıklı olarak tasarlanmıştır. Yağmur, toz, yüksek sıcaklık ve nem gibi çevresel etkilere karşı koruma sağlayan bu trafolar; özel sac yapıları, havalandırma sistemleri ve filtreli fanlarla donatılarak uzun ömürlü kullanım sağlar.

Proje ihtiyaçlarına göre fanlı doğal soğutmalı (AN) sistemler, otomatik devre kesiciler, ölçüm cihazları ve röleli koruma birimleri entegre edilebilir. Böylece saha şartlarına uygun kompakt ve modüler trafo çözümleri elde edilir.

Teknik Konfigürasyonlar ve Giriş-Çıkış Özellikleri

GES trafoları, sistem konfigürasyonuna ve müşteri talebine göre aşağıdaki teknik varyasyonlarda üretilebilir:

  • Giriş gerilimi: 220V – 1000V arası
  • Çıkış gerilimi: 400V, 690V, 800V
  • Güç aralığı: Genellikle 5 kVA ve üzeri
  • İzolasyon sınıfları: Yağlı tip (ONAN) veya kuru tip (AN, AF soğutmalı)
  • Sargı yapıları: Orta uç bağlantılı, ekranlı ya da çift sargılı sistemler
  • Bağlantı şekilleri: Klemensli çıkışlar, ray veya vida bağlantılı montaj opsiyonları
Proje ihtiyaçlarına göre fanlı doğal soğutmalı (AN) sistemler, otomatik devre kesiciler, ölçüm cihazları ve röleli koruma birimleri entegre edilebilir.

GES projelerinde kullanılan trafolar, genellikle özel siparişe göre yapılandırılır. Şebeke altyapısı, santral gücü ve çevresel koşullar göz önüne alınarak, trafonun hem primer hem sekonder sargı özellikleri mühendislik hesapları doğrultusunda belirlenir.

Güneş enerji santrallerinde kullanılan alçak gerilim trafoları, yalnızca bir gerilim dönüştürücü değil; sistemin verimli, güvenli ve sürdürülebilir çalışmasının anahtarıdır. Trafo seçimi, projeye özel analizlerle yapılmalı, hem elektriksel performans hem de saha koşullarına uyum açısından optimize edilmelidir. Özellikle kabinli yapılar ve yüksek verimlilik sınıfına sahip ürünler, uzun vadede enerji yatırımınızın karşılığını güvence altına alır.

İhtiyacınıza en uygun ürün veya proje çözümü için hemen fiyat teklifi alın!

Hızlı Teklif Al

    İZOLASYON TRAFOSU NEDİR, NEDEN KULLANILIR?

    İzolasyon Trafosu Nedir? Ne İşe Yarar?

    İzolasyon trafosu, elektrik devrelerinde hem gerilim transformasyonunu yapan hem de sistemin güvenliğini sağlayan kullanılan özel tasarımlı bir transformatör çeşididir. Bu trafolar, primer ve sekonder devreleri arasında doğrudan iletken bağlantı kurmaz; böylece galvanik izolasyon sağlanarak cihazların ve kullanıcıların güvenliği artırılır. Hem üç fazlı hem de monofaze uygulamalarda kullanılabilen izolasyon trafoları, özellikle tıp, otomasyon ve ağır sanayi gibi hassas alanlarda kritik rol oynar.

    Belirli üreticiler, 5000V gerilim seviyesine kadar üretim yapabilir ve 220/220 izolasyon trafosu konfigürasyonuyla simetrik gerilim uygulamaları için idealdir. Ayrıca, projeye özel çözümler için ekranlı sargı, orta uç bağlantısı ve kabinli versiyonlar gibi çeşitli opsiyonlar sunulur. Cihazların devreye alınmasında kullanıcıya yardımcı olmak için detaylı izolasyon trafosu bağlantı şeması teknik dökümanlarla birlikte sağlanmaktadır.

    İzolasyon trafosu, elektrik devrelerinde hem gerilim transformasyonunu yapan hem de sistemin güvenliğini sağlayan kullanılan özel tasarımlı bir transformatör çeşididir.

    İzolasyon Trafosu Teknik Parametreleri

    1.Gerilim Dönüşüm Oranı (Turn Ratio)

    İzolasyon trafoları genellikle 1:1 oranında (örneğin 220V/220V) tasarlanır. Bu sayede çıkış gerilimi değişmeden, yalnızca iki sistem birbirinden tamamen ayrılarak güvenli enerji transferi sağlanır. Dönüştürme gerektiren sistemlerde ise 400/230V veya 230/24V gibi özel oranlar kullanılabilir.

    2. Kaçak Akım ve Kapasitif Etki

    Primer ve sekonder sargılar arasında kapasitif etkileşim oluşabilir. Bu nedenle izolasyon trafosu neden çarpmaz sorusunun cevabı, sargılar arasındaki elektriksel bağlantının olmaması ve kaçak akımın düşük tutulmasıdır. Sızıntı akım değeri genellikle 100 µA altında olacak şekilde tasarlanır.

    3. Empedans Değeri

    Trafonun kısa devre empedansı, yük altında gerilim düşümünü değiştirebilir. Düşük empedanslı izolasyon trafoları, hassas ekipmanlarda gerilim kararlılığı sağlar.

    4. İzolasyon Direnci ve Dielektrik Dayanım

    Primer ile sekonder sargılar arasındaki izolasyon direnci genellikle yüksek derecede direnç seviyesindedir. Dielektrik dayanım testi sırasında bu trafolar 2.5kV – 5kV aralığında gerilimle test edilir.

    5. Frekans Uyumluluğu

    Çoğu izolasyon trafosu 50/60 Hz frekans aralığında çalışacak şekilde tasarlanır. Ancak bazı özel uygulamalarda 400 Hz’e kadar frekans desteği sunan trafolar da mevcuttur.

    6. Koruma Sınıfı ve Soğutma Tipi

    İzolasyon trafoları IP20, IP23, IP44 gibi değişik koruma sınıflarında üretilir. Soğutma genellikle doğal hava (AN) ile yapılır; yüksek güçlü modellerde fanlı (AF) sistem tercih edilebilir.

    7. Termik Koruma

    Trafonun aşırı ısınmasını engellemek için bobin içine yerleştirilen PTC/PT100 gibi sıcaklık sensörleri ile termik koruma sağlanır. Bu sistem, trafonun ömrünü uzatır.

    İzolasyon trafoları, primer ve sekonder devreleri arasında doğrudan iletken bağlantı kurmaz

    İzolasyon Trafosu Hangi Amaçla Kullanılır?

    Galvanik İzolasyon ve Nötr-Toprak Ayrımı: Bu trafolarda primer ve sekonder devreler fiziksel olarak birbirinden ayrılmıştır. Bu nedenle izolasyon trafosu neden çarpmaz sorusunun yanıtı, devreler arasında doğrudan elektriksel bağlantı olmamasıdır. Ayrıca, trafonun çıkışında nötr toprak bağı yapılmadıkça, devrede potansiyel fark oluşmaz ve çarpılma riski ortadan kalkar. Bu özellik, özellikle nötr toprak arası farkı kritik olan uygulamalarda tercih edilir.

    Tıbbi Uygulamalar: Yüksek güvenlik gerektiren ameliyathane gibi ortamlarda tercih edilen medikal izolasyon trafoları, EN 61558-2-15 standardı esas alınarak tasarlanır ve izolasyon izleme röleleri ile entegre çalışarak olası arızaları önceden tespit etme imkânı sunar.

    Endüstriyel Otomasyon: Hassas ölçüm cihazlarının, PLC’lerin ya da inverter destekli sistemlerin enerji ihtiyacı için izolasyon trafoları kritik öneme sahiptir.

    UPS Sistemleri: Yedekli enerji altyapılarında, çıkıştaki voltaj kalitesini artırmak ve izolasyon sağlamak amacıyla UPS’lerle entegre edilir.

    İzolasyon Trafolarıyla Filtreleme ve Harmonik Azaltma: Yüksek empedanslı ve ekranlı izolasyon trafoları, parazit ve elektriksel gürültülerin filtrelenmesinde de etkili olabilir. UPS sistemlerinin giriş ve çıkış noktalarında, otomasyon panoları ile hassas ölçüm ekipmanlarında kullanılan bu tip izolasyon trafoları, enerjiyi güvenli şekilde iletirken aynı zamanda parazit ve sinyal bozulmalarını minimuma indirir.

    İzolasyon Trafosu Nasıl Bağlanır?

    İzolasyon trafosu nasıl bağlanır? sorusunun cevabı, kullanılan modelin bağlantı tipine göre değişir. Bu trafolar genellikle klemensli, pabuçlu ya da bara tipi bağlantı seçenekleriyle sunulur. Proje gereksinimlerine göre vektör grubu seçilebilir.

    İzolasyon Trafosu Fiyatları

    İzolasyon trafosu fiyatları, trafonun gücü (kVA), sargı yapısı (bakır/alüminyum), montaj tipi ve ekranlama özelliğine göre farklılık gösterir. Küçük ölçekli projeler için geliştirilen 220/220 izolasyon trafosu modelleri daha uygun fiyatlıyken, büyük sanayi uygulamaları için tercih edilen kabinli ve üç fazlı sistemlerin fiyatı daha yüksektir.

    Güvenli ve Stabil Enerji için İzolasyon Trafoları

    İzolasyon trafosu nötr toprak arası ayrımı sayesinde sistemde kaçak akım riskleri minimize edilir. Bu, elektrik çarpması riskini ortadan kaldırdığı gibi, hassas ekipmanların da gerilim dengesizliklerinden zarar görmesini engeller. İzolasyon trafoları, sadece enerji dönüşümü değil aynı zamanda kullanıcı ve cihaz güvenliği için de vazgeçilmez bir çözümdür. Yüksek kaliteli izolasyon trafosu çözümleri, farklı ihtiyaçlara özel tasarımlarıyla öne çıkar ve sistemlerin sorunsuz çalışmasını sağlar.

    İhtiyacınıza en uygun ürün veya proje çözümü için hemen fiyat teklifi alın!

    Hızlı Teklif Al

      HARMONİK FİLTRE NEDİR, NEDEN KULLANILIR?

      Harmonik Filtre Nedir? Kompanzasyon Sistemlerinde Harmonik Filtre Reaktörü ve Uygulamaları

      Elektrik şebekelerinde yüklerin artması, özellikle doğrultuculu ve anahtarlamalı cihazların yaygınlaşmasıyla birlikte harmonik bozulmalar gün geçtikçe daha kritik hale gelmiştir. Bu tür harmonik etkileri bastırmak ve şebeke üzerindeki zararlı etkilerini engellemek amacıyla harmonik filtre çözümleri devreye alınmaktadır.

      Harmonik Filtre Nedir?

      Harmonik filtreler, şebekede oluşan yüksek frekanslı akım bileşenlerini (3., 5., 7., 11. harmonikler vb.) bastırmak için tasarlanmış devre elemanlarıdır. Bu filtreler, harmonik akımların trafolara, kondansatörlere ve diğer hassas cihazlara zarar vermesini önleyerek sistemin güç kalitesini artırır.

      Harmonik filtre sistemleri iki ana gruba ayrılır:

      • Pasif harmonik filtre
      • Aktif harmonik filtre

      Pasif Harmonik Filtre Nedir?

      Pasif harmonik filtreler, belirli harmonik frekanslarda düşük empedans sağlayarak istenmeyen harmonikleri sönümleyen RLC elemanlarından oluşan bir devre yapısıdır.

      Genellikle kondansatör + harmonik filtre reaktörü kombinasyonundan oluşur. Şebekeye paralel bağlanarak belirli frekanstaki harmonik akımları üzerlerine çekip sönümleme yapar.

      Aktif Harmonik Filtre Nedir?

      Aktif harmonik filtreler, sistemdeki harmonik bileşenleri anlık olarak tespit edip, bu bileşenlerin ters fazlı karşılığını üreterek şebekeye uygular ve böylece harmonik bozunumunu giderir. Yüksek hassasiyetle çalışan bu filtreler, dinamik yük değişimlerine hızlı tepki verir; ancak maliyetleri pasif filtrelere kıyasla daha yüksektir.

      Harmonik filtre, şebekede oluşan yüksek frekanslı akım bileşenlerini (3., 5., 7., 11. harmonikler vb.) bastırmak için tasarlanmış devre elemanlarıdır.

      Harmonik Filtre Reaktörü Nedir?

      Harmonik filtre reaktörü, pasif filtre sistemlerinde kullanılan ve genellikle kondansatörlerle birlikte çalışan endüktif bir elemandır. Görevi, istenmeyen frekanslardaki akımları bastırmak ve rezonans frekansını kontrol altına almaktır. Özellikle kompanzasyon sistemlerinde kullanılan kondansatörlere yüksek frekanslı harmoniklerin ulaşmasını engellemek için kullanılır.

      Harmonik Filtre Bağlantı Şeması

      Harmonik filtrenin bağlantısı, sistemde yapılan harmonik analiz sonuçlarına dayanarak uygun frekans ve kapasitede olacak şekilde tasarlanır.  Harmonik filtre devresi, tipik olarak aşağıdaki bileşenlerden oluşur:

      • Kondansatör bankı (C)
      • Harmonik filtre reaktörü (L)
      • Gerekirse direnç (R) – sönümleme için
      • Koruma sigortası veya şalter
      • Filtrenin şebekeye paralel bağlantısı

      Harmonik filtre bağlantı şeması, belirli harmonik sıralarına (örneğin 5. veya 7. harmonik) göre ayarlanmış LC rezonans devrelerini içerir. Bu filtrelerde, reaktörler genellikle kondansatörlerin önüne yerleştirilerek harmonik akımların doğrudan kondansatörlere ulaşması ve hasar oluşturması önlenir.

      Harmonik Filtre Seçimi Nasıl Yapılır?

      Doğru bir harmonik filtrenin seçimi, yük profili, harmonik distorsiyon seviyesi (THDi), yükün doğası ve kompanzasyon gereksinimlerine göre yapılmalıdır. Aşağıdaki faktörler dikkate alınır:

      • Şebeke gerilimi (V)
      • Yük akımı (A)
      • Toplam harmonik distorsiyon oranı (THDi %)
      • Filtrenin hedeflediği harmonik sırası (n)
      • Rezonans frekansı (fₒ)
      • Kompanzasyon ihtiyacı (kVAr)

      Yüksek THDi değerlerinde aktif harmonik filtre tercih edilirken, %15’in altındaki harmoniklerde pasif filtreler yeterlidir. Harmonik filtre seçim tablosu, üretici firmalar tarafından sunulan teknik kataloglarda genellikle detaylı olarak bulunur.

      Doğru bir harmonik filtre seçimi, yük profili, harmonik distorsiyon seviyesi (THDi), yükün doğası ve kompanzasyon gereksinimlerine göre yapılmalıdır

      Harmonik Filtre Fiyat ve Maliyet Etkenleri

      Harmonik filtrenin fiyat aralığı; filtre tipine (aktif/pasif), kapasitesine (kVAr), filtrelediği harmonik seviyesine ve teknolojisine göre değişir. Genellikle:

      Pasif harmonik filtreler → Daha ekonomik, belirli harmoniklerde etkilidir

      Aktif harmonik filtreler → Daha pahalıdır fakat geniş bant çözüm sunar

      Ayrıca projeye özel harmonik analiz yapılmadan doğru fiyatlandırma yapmak zordur.

      Harmonik Filtre Kompanzasyon Entegrasyonu

      Harmonik filtre kompanzasyon panoları, reaktif güç dengeleme ile harmonik bastırmayı entegre şekilde sunar. Bu ürünlerde, her bir kondansatör grubuna uygun bir reaktör bağlanarak harmonik filtreleme sağlanır. Reaktif güç ihtiyacı doğrultusunda, kompanzasyon rölesi yardımıyla bu gruplar otomatik olarak devreye alınır. Sistem stabil çalışır, reaktif ceza ve harmonik kaynaklı arızalar engellenmiş olur. Bu tür sistemler, özellikle yüksek harmonikli endüstriyel tesislerde, inverterli motorlar, kaynak makineleri, UPS sistemleri olan yerlerde vazgeçilmezdir.

      Harmonik filtre, modern elektrik sistemlerinde güç kalitesi, reaktif enerji kontrolü ve şebeke sağlığı açısından kritik öneme sahiptir. Kompanzasyon sistemlerinde harmonik filtre reaktörleriyle entegre edilen çözümler, kondansatörlerin daha uzun ömürlü çalışmasını sağlarken, sistemdeki harmonik bozulmaları da önemli ölçüde azaltır. Sistem verimliliğini artırmak isteyen mühendisler için uygun harmonik filtrenin seçimi, sahada yapılan harmonik analiz sonuçlarına dayanmalı ve filtre bağlantı şeması bu analiz doğrultusunda doğru şekilde tasarlanmalıdır.

      İhtiyacınıza en uygun ürün veya proje çözümü için hemen fiyat teklifi alın!

      Hızlı Teklif Al

        ŞÖNT REAKTÖR NEDİR? KULLANIM ALAMLARI, HESAPLAMA VE BAĞLANTI ŞEMASI

        Şönt Reaktör Nedir? Kullanım Alanları, Hesaplama ve Bağlantı Şeması

        Şönt reaktör, elektrik iletim ve dağıtım sistemlerinde kapasitif reaktif gücü dengelemek amacıyla kullanılan, şebekeye paralel bağlanan endüktif bir devre elemanıdır. Kapasitif özellikteki yüklerin yoğunlukta olduğu sistemlerde, gerilim seviyesini dengelemek ve reaktif enerji sınır aşımlarını önlemek amacıyla kullanılır.Bu yazıda, şönt reaktör nedir, nasıl bağlanır, nerelerde kullanılır, şönt reaktör hesaplama ve şönt reaktör seçimi gibi temel başlıklar detaylı şekilde ele alınmıştır.

        Şönt Reaktör Nedir?

        Şönt reaktör, elektrik sistemlerinde kapasitif etkileri azaltarak devrenin endüktif özellik kazanmasını sağlayan bir endüktans elemanıdır. Elektrik şebekelerinde özellikle boşta çalışan hatlarda, trafolarda ve LED tabanlı sistemlerde şönt reaktör neden kullanılır sorusunun yanıtı, bu bölgelerde oluşan aşırı kapasitif reaktif gücü dengelemek istemektir.

        Paralel olarak bağlandığı için, şönt reaktörler “shunt” (yanal) kelimesinden gelir ve sistemin genel reaktif dengesine katkı sağlar.

        Şönt reaktör, elektrik sistemlerinde kapasitif etkileri azaltarak devrenin endüktif özellik kazanmasını sağlayan bir endüktans elemanıdır.

        Şönt Reaktör Neden Kullanılır?

        • Kapasitif reaktif enerjiyi dengelemek
        • Gerilim artışını sınırlamak (özellikle uzun kablo hatlarında)
        • Reaktif ceza sınırlarını aşmamak
        • Aşırı kompanzasyonu önlemek
        • Harmonik rezonans etkilerini baskılamak
        • Kompanzasyon panosunun dengeleyici unsuru olarak çalışmak

        Özellikle LED aydınlatmalar, UPS çıkışları, uzun OG kabloları, trafoların sekonderi gibi kapasitif etkilerin yoğun olduğu uygulamalarda tercih edilir.

        Şönt Reaktör Nasıl Bağlanır?

        Şönt reaktör, fazlar arası veya faz-nötr arası olacak şekilde şebekeye paralel olarak bağlanır. Reaktörün bağlandığı noktada oluşan manyetik alan, reaktans etkisiyle kapasitif yükü sönümler.

        Şönt reaktör bağlantı şeması genellikle aşağıdaki ekipmanlarla birlikte planlanır:

        • Otomatik kompanzasyon rölesi
        • Kontaktör
        • Termik koruma rölesi
        • Faz-faz bağlantı noktası (veya faz-nötr)
        • Endüktif reaktör sargısı

        Yüksek güçlü sistemlerde aşırı ısınmaya karşı termik ve manyetik koruma unsurları da şemaya dahil edilmelidir.

        Şönt reaktör, fazlar arası veya faz-nötr arası olacak şekilde şebekeye paralel olarak bağlanır.

        Şönt Reaktör Hesaplama

        Doğru şönt reaktör hesaplama işlemi, sistemin gerilim seviyesi ve kapasitif reaktif gücü göz önüne alınarak yapılır.

        Temel formül:

        Qr=U^2/XL veya Qr=U2⋅2πf⋅L

        • Qr​: Şönt reaktörün sağlayacağı reaktif güç (kVAr)
        • U: Faz-faz gerilim (V)
        • F: Frekans (Hz)
        • L: Endüktans değeri (H)

        Yapılan hesaplama sonucunda, sisteme uygulanması gereken endüktif kompanzasyon değeri tespit edilir.

        Şönt Reaktör Seçimi

        Şönt reaktör seçimi yapılırken şu kriterler dikkate alınmalıdır:

        • Gerilim seviyesi (örneğin 400 V, 6.3 kV, 34.5 kV)
        • Frekans (50 Hz veya 60 Hz)
        • Gerekli reaktif güç (kVAr)
        • Termal dayanım ve izolasyon sınıfı
        • Montaj yeri ve soğutma tipi
        • Harmonik koşullar (varsa filtreli reaktör tercih edilir)

        Ayrıca, kompanzasyon sisteminin bulunduğu ortamın sıcaklığı ve havalandırma durumu, reaktörün ömrü ve güvenli çalışması üzerinde doğrudan etkilidir.

        Şönt Reaktör Panosu Nedir?

        Şönt reaktör panosu, bir veya birden fazla şönt reaktörün, gerekli koruma, ölçüm ve kontrol bileşenleriyle birlikte entegre edildiği pano sistemidir. Genellikle otomatik kompanzasyon panoları içerisinde yer alır ve yük durumuna göre devreye girip çıkar.

        Pano içerisinde genellikle şu bileşenler bulunur:

        • Şönt reaktör
        • Sigorta veya termik koruma
        • Kompanzasyon rölesi
        • Kontaktör
        • Uyarı ve alarm modülleri
        • Fan veya doğal havalandırma sistemi

        Şönt Reaktör Teknik Şartnamesi

        Bir şönt reaktörün satın alınmasında veya tekliflendirilmesinde kullanılan şönt reaktör teknik şartnamesi, cihazın performans ve güvenlik gerekliliklerini belirler.

        Teknik şartnamede bulunması gereken başlıca bilgiler:

        • Anma gerilimi (Un)
        • Frekans (Hz)
        • Endüktans değeri (L)
        • Reaktif güç değeri (kVAr)
        • Yalıtım sınıfı ve soğutma tipi
        • Koruma sınıfı (IP seviyesi)
        • Harmonik uyumluluğu (THDi dayanımı)
        • Montaj tipi (zemin, duvar veya pano içi)

        Bu şartname, tedarikçi ile kullanıcı arasında doğru ürün seçiminde teknik referans olarak kullanılır.

        Şönt reaktör, kompanzasyon sistemlerinin dengeleme bileşeni olarak, kapasitif karakterli yüklerin neden olduğu reaktif güç dengesizliklerini ortadan kaldırmak için kullanılır. Doğru şönt reaktör seçimi, uygun şönt reaktör bağlantı şeması ile desteklenmeli, sistemin çalıştığı koşullara uygun teknik şartnameye göre ürün tespiti yapılmalıdır.

        İhtiyacınıza en uygun ürün veya proje çözümü için hemen fiyat teklifi alın!

        Hızlı Teklif Al

          AKÜ REDRESÖR GRUBU TEDAŞ TEKNİK ŞARTNAMESİ

          Akü Redresör Grubu Neden Kullanılır?

          Akü redresör grubu, doğru akım (DC) ihtiyacı duyan sistemlerde hem enerji sürekliliğini sağlar hem de bataryaların güvenli biçimde şarj edilmesini mümkün kılar. DC besleme ihtiyacı genelde orta gerilim hücrelerinde, jeneratörlerde veya trafo merkezleri v yaygın olarak kullanılır. 220V AC giriş gerilimini 12VDC, 24VDC ya da 48VDC gibi uygun seviyelere çevirerek; motor bobinleri, koruma röleleri, sinyal sistemleri gibi kritik donanımların beslenmesinde görev alır.

          Birçok profesyonel, “akü redresör grubu ne işe yarar?” sorusunun cevabını merak eder. Bu sistemler, şebeke elektrik kesintisi yaşandığında devreye girerek bağlı ekipmanların enerjisiz kalmasını engeller. 

          Akü Redresör Nasıl Şarj Edilir?

          Akü redresör şarjı nasıl yapılır? sorusunun yanıtı oldukça net: Modern sistemlerde otomatik şarj teknolojisi mevcuttur. Akünün doluluk durumuna bakarak otomatik olarak şarj akımı düzenlenir. Böylece aşırı akım veya aşırı şarj (overcharging) problemleri ortadan kalkar. Dolayısıyla akü ömrü uzatılarak maksimum seviyede korunur.

          TEDAŞ MLZ 2018-65A Şartnamesine Uygun Akü Redresör Grubu

          Bağlantı Şeması ve Teknik Şartnameler

          Her bir akü redresör bağlantı şeması, üretici firmalar tarafından kullanım kılavuzlarında ve teknik dökümanlarda ayrıntılı biçimde sunulur. Bu şemalar, kurulum sırasında olası hataların önüne geçer. Projeye özgü hazırlanan teknik şartname dokümanında, akü redresör sisteminin kapasitesi, çıkış gerilimi, şarj özellikleri ve çevresel şartlara uygunluk gibi tüm mühendislik kriterlerine detaylı şekilde yer verilir.

          Bakımsız Akü Redresör Grubu (24V 26Ah)

          Özellikle bakımsız akü redresör grubu 24V 26Ah, uzun ömürlü, stabil ve kesintisiz güç ihtiyaçları için tercih edilen çözümlerden biridir. Bu cihaz grubu, bar 24 serisi yüksek verimli akü redresör modelleriyle entegre çalışarak sistemin kesintisiz enerji ihtiyacını güvence altına alır. Bar 24 26Ah redresör, modern altyapılarda, özellikle de trafo merkezlerinde yaygın olarak kullanılır.

          Daha yüksek gerilim gerektiren uygulamalarda ise bar 110 redresör modelleri öne çıkar. 110V DC çıkış kapasitesine sahip bu sistemler, enerji iletiminde sağlam ve kesintisiz bir kaynak sunar.

          TEDAŞ Şartnamelerine Uygun Akü Redresör Sistemleri

          TEDAŞ MLZ 2018-65A Akü Redresör Grubu

          Bu model, 24VDC veya 110VDC sabit çıkışlı, otomasyon sistemlerine yönelik geliştirilmiştir. Öne çıkan teknik özellikleri:

          • Giriş: 230V ±%10, 50Hz
          • Çıkış: 24VDC / 110VDC
          • Çıkış akımı: 25A
          • Gerilim regülasyonu: ±%1
          • Termal, kısa devre ve aşırı gerilim koruması
          • Kuru tip VRLA akü desteği
          • Mikroişlemci kontrollü sistem
          • LCD Panel
          • Kapalı tip pano montaj uyumu
          • IEC standartlarında üretim

          TEDAŞ MLZ 2018-65 Akü Redresör Grubu

          Bu tip şartnameli akü redresör gruplarında, şebeke gerilimi 220VAC varken aküler şarj edilir. Şebeke enerjisi gittiğinde yük, aküden DC beslenir. Genellikle sinyal sistemleri ve açma-kapama mekanizmalarında tercih edilmektedir.

          • Giriş: 230V AC, tek faz
          • Çıkış: 24VDC / 110V DC
          • Çıkış akımı: 25A
          • Otomatik sıcaklık kompanzasyonlu şarj
          • Kuru tip VRLA akü desteği
          • Ters bağlantı ve aşırı akım koruması
          • LED göstergeli yapı
          • Uzun ömürlü akü grubu ile tam uyum

          TEDAŞ 2000/36.C Akü Redresör Grubu

          Bu şartname, özellikle 24V ve 110VDC sistemlerde kullanılan, geçmişte yaygın olarak tercih edilen ancak bazı kamu projelerinde hâlâ geçerli olan standartları kapsar.

          • Uyumluluk: Jel ve kuru tip aküler
          • Minimum 8 saat kesintisiz enerji
          • Voltaj regülasyonu ve harmonik koruma
          • Akü test fonksiyonu ve hata alarmları
          • İletim seviyesindeki koruma sistemlerine özel yapı
          • Çıkış akımı: 20A

          Bu teknik şartnameler, özellikle kamu ihalelerinde ve TEDAŞ projelerinde redresör seçimi için zorunlu standartlardır. 

          İhtiyacınıza en uygun ürün veya proje çözümü için hemen fiyat teklifi alın!

          Hızlı Teklif Al

            ORTA GERİLİM HÜCRELERİNDE AKÜ VE REDRESÖR GRUBUNUN KULLANIMI

            Orta Gerilim Hücrelerinde Akü ve Redresör Grubunun Kullanımı

            Orta gerilim hücrelerinde; koruma röleleri, kumanda devreleri, ölçü ekipmanları ve otomasyon sistemleri gibi hayati öneme sahip yardımcı devrelerin enerji sürekliliği, tesis güvenliği ve sistem kararlılığı açısından kritik bir gerekliliktir. Bu kapsamda, şebeke kaynaklı gerilim kesintilerine karşı sistemin işlevselliğini sürdürebilmek ve açma-batma komutlarının güvenli bir şekilde iletilebilmesini sağlamak amacıyla, AC girişli ve DC çıkışlı yapıdaki akü redresör grupları devreye alınarak, kontrol ve koruma sistemlerine kesintisiz ve kararlı bir yardımcı besleme gerilimi temin edilir.

            AC girişli ve DC çıkışlı yapıdaki akü redresör grupları devreye alınarak, kontrol ve koruma sistemlerine kesintisiz ve kararlı bir yardımcı besleme gerilimi temin edilir.

            1.Kesintisiz Güç Gereksinimi

            OG hücrelerde; koruma, kumanda, ölçü ve haberleşme sistemlerinin sürekli olarak çalışması gerekir. Bu sistemlerin enerjisi şebekeye bağlı olsaydı, ana besleme kesildiğinde OG sistemler de çalışamaz hale gelirdi. Akü redresör grubu, şebeke enerjisi kesildiğinde yedek güç sağlayarak bu devrelerin kesintisiz çalışmasını garanti eder.

            2. Koruma Rölelerinin Çalışmasını Sağlamak

            OG sistemlerinde arızalara karşı koruma röleleri ve açma-batma bobinleri kullanılır. Bu elemanların doğru anda çalışabilmesi için güvenilir bir enerji kaynağı gereklidir. Akü redresör grubundan sağlanan DC gerilim, rölelerin ve şalt ekipmanlarının anında devreye girmesini sağlar.

            3. AC Bağımlılığını Ortadan Kaldırmak

            Redresörler AC gerilimi alıp doğru akıma (DC) çevirir. Aküler de bu DC gerilimi depolar. Yardımcı devrelerin doğrudan DC ile beslenmesi, sistemdeki dalgalanmalardan veya frekans değişimlerinden etkilenmemesini sağlar.

            4. Enerji Kesintisinde Açma Komutu Gönderme

            OG hücrede bir kısa devre olduğunda, kesici açılmalıdır. Ancak enerji kesilmişse, bu komutu verecek sistem çalışamaz. Akü sayesinde kesiciye açma komutu gönderilebilir ve sistem güvenli konuma alınır.

            5. Yedeklilik ve Güvenlik

            Kritik altyapılarda, örneğin trafo merkezlerinde, enerji sürekliliği hayati önem taşır. Akü redresör grubu, sistemin yedekli çalışmasını sağlar ve güvenliği artırır.

            Akü redresör grupları orta gerilim hücrelerde işletme altında iken  şebeke enerjisi gittiğinde kesintisiz kontrol için koruma ve kontrol sistemleri için sürekli enerji sağlar.  

            Akü redresör grubu genelde 24 VDC, 48 VDC, 110 VDC ve bazı uygulamalarda 220 VDC çıkış besleme geriliminde kullanılır. Akü olarak 12 VDC’lik VRLA Akü (Valf Regulated Lead Acid  – Sübap Ayarlı Kurşun Asit Akü) bakımsız akü olarak bilinen, şarj edilebilir kurşun asit aküler kullanılmaktadır. Redresör cihazı akünün DC gerilimini 220VAC (veya 380VAC) geriliminden akünün DC gerilimine dönüştürür.

            Sonuç olarak akü redresör grupları orta gerilim hücrelerde işletme altında iken  şebeke enerjisi gittiğinde kesintisiz kontrol için koruma ve kontrol sistemleri için sürekli enerji sağlar.  Açma-kapama emniyeti için kesici açma bobinleri için güç kaynağı olur. Şebekeden gelen olumsuzluklarda etkilenmemek için herhangi bir arızadan etkilenmeden DC besleme sağlar. Güvenlik için arıza anında sistemin güvenli hale getirilmesini sağlarken enerji yedekliliği için ise trafo merkezleri gibi kritik yerlerde süreklilik sunar.

            İhtiyacınıza en uygun ürün veya proje çözümü için hemen fiyat teklifi alın!

            Hızlı Teklif Al

              REDRESÖR NEDİR? GÜÇ ELEKTRONİĞİNDE REDRESÖRLERİN ÇALIŞMA PRENSİBİ

              Redresör Nedir? Redresör (Doğrultucu) Devrelerinin Çalışma Prensibi

              Redresör, alternatif akımı (AC) doğru akıma (DC) dönüştüren temel bir güç elektroniği devresidir. Bu dönüşüm işlemine doğrultma denir. Redresörler; enerji üretimi, iletimi ve dağıtımında, endüstriyel otomasyonlarda, akü şarj sistemlerinde ve güç kaynaklarında önemli rol oynamaktadır. Alternatif akımın doğru akıma dönüştürülmesi, özellikle sabit gerilimle çalışan kontrol ve haberleşme devreleri için zorunludur.

              Redresör Çalışma Prensibi

              Redresörler, girişindeki AC sinyalin yalnızca pozitif ya da negatif yarı dalgasını geçirerek tek yönlü bir akım elde edilmesini sağlar. Doğrultma işlemi birkaç yarı iletken devre elemanıyla yapılır. Bunlardan genelde en çok kullanılan devre elemanları diyot, transistör, tristör (SCR) veya IGBT gibi yarı iletken anahtarlama devre elemanlarıdır. Çıkış gerilimi doğrultulduktan sonra filtre devreleriyle daha düzgün bir DC çıkış gerilimine dönüştürülür.

              Redresörler, girişindeki AC sinyalin yalnızca pozitif ya da negatif yarı dalgasını geçirerek tek yönlü bir akım elde edilmesini sağlar.

              Redresör tipleri arasında şunlar yer alır:

              • Yarım dalga doğrultucu veya redresör: Tek bir diyotla sadece sinüs dalgasının pozitif yarı dalgasını doğrultur.
              • Tam dalga doğrultucu veya redresör: Dört diyottan oluşan köprü diyot devresi ile sinüs dalgasının hem pozitif hem negatif dalgası doğru akıma dönüştürülür.
              • Kontrollü doğrultucu veya redresör: Tristör (SCR) devre elemanı kullanılır. Böyle çıkış gerilimi tamamen kontrol edilebilmektedir.
              • Üç fazlı doğrultucu veya redresör: Genelde yüksek güçlü güç elektroniği devrelerde kullanılır, üç fazın DC gerilime çevrildiği bu devrelerde verim çok yüksektir.

              Redresörlerin Teknik Özellikleri

              • Giriş gerilimi genellikle 220V AC (monofaze) veya 380V AC (trifaze) şebeke gerilimidir.
              • Çıkış gerilimi uygulamaya bağlı olarak 24V, 48V, 110V veya 220V DC olarak seçilebilir.
              • Çıkış akımı, güç kapasitesine göre birkaç amperden yüzlerce ampere kadar değişebilir.
              • Verimlilik oranı %90’ın üzerinde olabilir.
              • Gerilim regülasyonu ±%1 toleransında sabit tutulabilir.
              • DC çıkıştaki AC dalgalanma (ripple) seviyesi, filtre devreleri ile %1’in altına düşürülebilir.
              • Soğutma tipi doğal konveksiyon, fanlı sistem veya büyük güçlü uygulamalarda forced-air olabilir.
              • Aşırı akım, kısa devre, aşırı sıcaklık ve aşırı gerilim gibi durumlara karşı koruma devreleri ile donatılmıştır.
              • Analog veya dijital kontrol arabirimleri üzerinden izleme, alarm ve uzaktan kontrol özelliklerine sahiptir.
              • Tipik çalışma sıcaklığı aralığı -10°C ila +50°C’dir.
              • EN 60146, IEC 61000 ve benzeri uluslararası standartlara uygun olarak üretilir.
              Redresörler, AC gerilimin DC’ye dönüştürülmesinin gerektiği tüm güç elektroniği uygulamalarında kullanılır.

              Redresörlerin Kullanım Alanları

              Redresörler, AC gerilimin DC’ye dönüştürülmesinin gerektiği tüm güç elektroniği uygulamalarında kullanılır. Başlıca kullanım alanları:

              • Trafo merkezleri ve enerji üretim tesisleri
              • Akü şarj sistemleri
              • Endüstriyel otomasyon panoları
              • UPS (Kesintisiz Güç Kaynağı) sistemleri
              • Demiryolu elektrifikasyonu
              • HVDC enerji iletim sistemleri
              • DC motor sürücüler
              • Elektrokimyasal prosesler (örneğin elektroliz)
              • Tıbbi cihaz beslemeleri
              • Haberleşme altyapıları

              Redresörler, alternatif akımı doğru akıma çevirerek enerji dönüşüm süreçlerinin temel yapı taşını oluşturur. Gerek endüstriyel sistemlerin güvenliği gerekse kesintisiz enerji ihtiyacı için kritik öneme sahiptir. Yarı iletken teknolojisi gittikçe gelişiyor. Bundan dolayı redresör ve doğrultucu devreleri de gelişmektedir. Böylece daha verimli, daha optimize ve daha akıllı hale gelmektedir.

              İhtiyacınıza en uygun ürün veya proje çözümü için hemen fiyat teklifi alın!

              Hızlı Teklif Al

                KUYRUK MİLLİ JENERATÖR NEDİR?

                Traktör Arkası Kuyruk Milli Jeneratör Nedir ve Nasıl Çalışır?

                Elektrik enerjisine ihtiyaç duyulan ancak şebeke elektriğinin olmadığı ya da yetersiz kaldığı durumlarda ideal bir çözüm olan kuyruk milli jeneratör, traktör gücünü kullanarak elektrik üretir.

                Kuyruk Milli Jeneratör Nasıl Çalışır?

                Kuyruk mili jeneratör, traktörün kuyruk miline (PTO – Power Take Off) bağlanarak çalışır. Traktör motorundan alınan mekanik güç, jeneratör tarafından elektrik enerjisine dönüştürülür. Kuyruk mili hızı genellikle 430 devir/dakika seviyesinde olup, traktör el gazıyla ayarlanır ve frekansmetre 52Hz gösterinceye kadar artırılır. Çoğu traktör için bu ayar, el gazını yaklaşık 13-14 seviyesine getirmek yeterlidir.

                Kuyruk mili jeneratör, traktörün kuyruk miline (PTO – Power Take Off) bağlanarak çalışır.

                Traktör Arkası Kuyruk Milli Jeneratörün Çeşitleri

                Redüktörlü Kuyruk Milli Jeneratör

                Redüktörlü sistemler, traktör gücünü doğrudan jeneratöre aktararak daha stabil enerji üretimi sağlar. Bu sistemlerde traktör kuyruk mili doğrudan redüktöre bağlanır ve buradan jeneratöre güç aktarılır.

                Kayış-Kasnak Mekanizmalı Kuyruk Milli Jeneratör

                Kayış-kasnak mekanizmalı jeneratörlerde traktörün gücü kayış sistemiyle jeneratöre aktarılır. Bu sistemlerde kayış gerginliği büyük önem taşır; fazla gerginlik alternatör rulmanlarına zarar verirken, gevşek kayışlar yük altında kayma yaparak frekans düşmesine neden olabilir.

                Elektrik motoru çalıştıran cihazlar kullanılacaksa jeneratör gücü dikkatli seçilmelidir.

                Alternatör Özellikleri

                • Fırçasız (Kömürsüz)
                • Otomatik voltaj regülatörlü (AVR kartlı)
                • 1500 devir/dakika, 50Hz
                • Üç Fazlı 231/400 Volt (Fazlar arası 400 Volt; Faz-Nötr arası 231 Volt)

                Jeneratör Panosunun İçeriği

                • Dijital frekansmetre (boşta iken 52Hz ayarlanır)
                • Dijital voltmetre (52Hz’de fazlar arası 400Volt okunur)
                • Nötr kesmeli sigorta (alternatör koruması için)
                • Üç adet monofaze priz (maksimum 16 Amper)
                • Bir adet üç-faz priz (maksimum 25 Amper)
                • Yüksek amperli yükler için klemens
                • AVR kartı (pano kenarındaki saç kapak altında)

                Traktör Arkası Kuyruk Milli Jeneratör Fiyatları

                Traktörle çalışan jeneratör fiyatları ve kuyruk milli jeneratör fiyatları, jeneratör gücüne, mekanizmasına (redüktörlü veya kayış-kasnaklı) ve markasına göre değişiklik gösterir. Traktör arkası kuyruk milli jeneratör fiyatları jeneratör gücüne bağlı olarak genellikle 2.000 USD – 5.000 USD arasında değişmektedir.

                Kuyruk milli jeneratör sistemleri, traktör arkası pratik enerji çözümleri sunar.

                Jeneratör Güç Seçimi

                Elektrik motoru çalıştıran cihazlar kullanılacaksa jeneratör gücü dikkatli seçilmelidir. Direkt bağlamada nominal akımın 5 katı, yıldız-üçgen bağlantıda ise nominal akımın 2 katı güç gereklidir. Traktörün kaldırabileceği en büyük jeneratör, traktör gücünün yaklaşık yarısı kadardır. Ortalama 25-100 kVA arasında güçlerde üretilebilmektedir. Kardan şaftı fiyata dahil değildir. Kullanılacak şaftın gücü en az jeneratörün gücüne eşit olmalıdır. Örneğin, 40KVA jeneratöre en az 40kW kaldırabilen bir şaft seçilmelidir.

                Traktör Arkası Kuyruk Milli Jeneratör Kullanımında Dikkat Edilecek Hususlar

                • Traktör çalıştırılmadan önce jeneratör üç noktadan bağlanmalı ve pimlerle sabitlenmelidir.
                • Jeneratör tüm ayakları yere basmadan çalıştırılmamalıdır.
                • Pano üzerindeki sigortalar, traktör çalıştırılmadan önce kapalı konuma getirilmelidir.
                • Çalışma sırasında hareketli kısımlara dokunulmamalı ve korumalar kapalı tutulmalıdır.
                • Alternatör, nem ve tozdan korunmalıdır.

                Kuyruk milli jeneratör sistemleri, traktör arkası pratik enerji çözümleri sunar. Mobilite, ekonomik maliyet, farklı güç seçenekleri ve kullanım kolaylığı, özellikle kırsal bölgeler ve tarımsal faaliyetler için vazgeçilmez hale getirmektedir. Traktörünüzün gücü ve kullanım amacınıza uygun olarak, redüktörlü veya kayış-kasnak mekanizmalı jeneratör seçimi yaparak, enerji ihtiyaçlarınızı güvenli ve ekonomik şekilde karşılayabilirsiniz.

                « Older posts